Bunalmak böyle birşey işte.Herşeyden kaçıyorsun.Kimseyle konuşmak istemiyorsun.Konuşsan da kimse seni anlamıyor,anlayamaz.Veya dinleyip de derki 'sen de çok fazla kafana takıyorsun herşeyi''
Sağol.Sağol.Çok yardımcı oldun.Bundan böyle hiçbirşeyi kafama takmam.
Kafama birşeyleri takmasaydım, şimdi,şu an burda işim ne?Tabiki takacağım.
Anlatırsan hep böyle oluyor.
Karşındaki bir yargıda bulunuyor.
Sussa.Yargılamasa.Dinlese.
Klişeleşmese.'Klişeleşmese' sözü bayağı hoş oldu,hoşuma gitti.
Veya anlatmamak en güzeli.Kim benim sorunlarımı çözebilirki?
Ne diye anlatacağım.
Nasılsın?İyi misin?İyiyim.
Zaten herkes sorunlu.Zaten herkesin sorunu kendine büyük.
'Benim sorunum sana ekstra larççç, esktra larççç,ekstra larççç'.
Oh canıma deysin,bir önceki cümleyi kasten ingilizce yazmadım.Ohhhhhhhhhh!
Konuşmak zorunda değilsin kimseyle.
Konuşuyorsun da ne oluyor?
Kim çözecek?Sen.
O zaman artık susmayı öğren ey uslanmaz,deli kişi.
Hayır.Yok öyle birisi.Saçma.Bir varmış,bir yokmuş,bir dost varmışşşş.Saçma!!!!!Kim sana senden daha dost olabilirki?
Keşke demeselerdi şöyle:bana benden de yakın bir dost arıyorum''.Saçma!!!!
Sonra da şöyle dediler:''kendini sevmelisin''
Kendini sevenlere de ''bencil'' dediler sonra.
Hep birileri yalan yanlış,kesinliği olmayan,doğrulanmamış pek çok zırvayı sokuntuladı kafamıza.'Sokuntuladı',sözü hoşuma gitti.Hoş.Seviyorum galiba kendimi.Yaşasın kendimle barıştım!!!Yaşasınnnn!!
Sokuntuladılar bir sürü saçma sapanlığı.
Ne kendimizi sevebildik ne de bir başkasını.
17 Aralık 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)